2024 yılının asgari ücretini belirleyecek asgari ücret toplantıları 11 Aralık Pazartesi günü başlıyor. Türk-iş, DİSK taleplerini açıklarken, iş dünyası da görüşünü belirtmişti.
Asgari ücret sadece asgari ücretlileri değil. Tüm çalışan kesimini etkiliyor. Asgari ücrete yapılan zam oranı aynı zamanda çalışan maaşlarına yansıyor.
Asgari ücret toplantılarının 31 Aralık’a kadar sona ermesi gerekiyor. 1 Ocak 2024’ten itibaren geçerli olacak asgari ücret zammı 31 Aralık’a kadar Resmi Gazete’de yayımlanmak zorunda.
TEK ZAM YAPILACAK
2023 yılında ilk 6 aylık enflasyonun da beklentileri aşmasıyla birlikte bakanlık hem çalışan hem de işveren kesimiyle masaya oturmuş. Asgari ücrete ikinci enflasyon zammını gerçekleştirmişti. Böylece asgari ücret 11,402 TL’ye yükseldi.
Bakan Işıkhan, önümüzdeki yıl enflasyonun gerileyeceğini söyledi ve ekledi “Geçen Temmuz ekstraydı. Ama ihtiyaç hasıl olursa bir araya gelinebilir. Gelecek yıl inşallah enflasyonda gerileme olacak. Temmuz’da ikinci bir toplantı yapmayacağız, ikinci zamma gerek olmayacak diye düşünüyoruz. Tüm parametreler iyi gidiyor çünkü”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yılbaşında çalışanlarımızın ücretlerinde hem genel ekonomik dengeyi sarsmayacak hem de onların kayıplarını telafi edecek bir artış yapılacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına 11 Aralık’ta başlanıyor. İşçilerimizin onayını alacak, işverenlerimizi yormayacak ve istihdama zarar vermeyecek bir asgari ücret seviyesi hedefiyle bu süreç yönetilecek” dedi.
İŞÇİLER NE İSTİYOR?
TÜRK-İŞ
Masanın işçi tarafında TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay “Açlık sınırıyla asla masaya oturmayız” dedi. Açlık sınırının teklif edilmesi halinde ne yapacaklarına ilişkin Başkan Atalay, ”O zaman masadan kalkarız. Öyle şey olmaz” dedi. Bazı hükümet yetkililerinin ifade ettiği ve yüzde 25 artışa tekabül eden 14 bin 250 TL gibi bir ücreti de asla kabul etmeyeceklerini söyleyen Atalay, ”Bizim rakam telaffuz etmemiz doğru değil. Ne vereceklerini görelim; ondan sonra tavrımızı belirleriz. Teklifi Başkanlar Kurulu’na getirip orada kararımızı veririz” dedi.
HAK-İŞ
Yeni asgari ücret rakamının ülkedeki geçim koşulları göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerektiğini belirten Hak-İş Başkanı Yunus Değirmenci, şunları kaydetti.
“Asgari ücrete, milyonlarca çalışanı memnun edecek, enflasyon karşısında belini doğrultacak, fahiş zamlar karşısında dik durmasını sağlayacak bir artış yapılmasını bekliyoruz. Asgari ücrete yapılacak olan artış, fabrikalarda alın teri akıtan fakat asgari ücretin biraz üzerinde çalışan milyonlarca çalışanı da etkilemektedir. Asgari ücretliye verilmeyen her oran, diğer milyonlarca çalışana da verilmeyecek anlamına gelmektedir.”
Konuşulan ‘tek zam’mı eleştiren Değirmenci, “Ocak ayında asgari ücrete yapılacak olan zam, şubat ayını görmeden eriyor. Bu nedenle ikinci bir zam ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu erimenin önüne geçmeden, yılda tek bir asgari ücret zammı, işleri daha da karmaşık hale getirecektir.” ifadelerini kullandı.
DİSK: İLK KEZ RAKAM SÖYLEMİYORUZ
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, ilk kez asgari ücret konusunda rakam söylemediklerini belirterek, “Dolayısıyla biz asgari ücrette artık rakamların peşinde koşmak istemiyoruz, insanca yaşanacak bir ücret istiyoruz” dedi.
Çerkezoğlu, DİSK’in asgari ücret teklifine ilişkin, “Biz her yıl masada olmamamıza rağmen ayrıntılı bir rapor hazırlıyoruz ve bu rapordaki bilimsel veriler ışığında da rakam önerimizi paylaşıyoruz. İlk kez bu yıl DİSK olarak asgari ücret konusunda bir rakam söylemiyoruz. Çünkü o kadar yüksek enflasyonlu bir süreç içerisindeyiz ki bizim aralık ayı başında söyleyeceğimiz rakam, 2 ay içerisinde bile uçup gidecek. Dolayısıyla biz asgari ücrette artık rakamların peşinde koşmak istemiyoruz. İnsanca yaşanacak bir ücret istiyoruz. Daha da önemlisi Türkiye’yi asgari ücretliler toplumu olmaktan kurtaracak politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini söylüyoruz” dedi.
İŞ DÜNYASI
İTO BAŞKANI AVDAGİÇ: HEDEFLENEN ENFLASYON KADAR OLSUN
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ”Asgari ücretin enflasyonun geldiği nokta dikkate alınarak, alım gücünü telafi edecek bir oranda artmasını, hatta birkaç puan da üzerine eklenecek bir refah payını iş dünyası makul karşılar. Kimseyi rahatsız etmez.” dedi.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, işletmelerin ciddi boyutta eleman açığı bulunduğunu dile getirerek, “Önümüzdeki dönemde işten çıkarma veya işe alımlarda durağanlık sürecine girileceğini düşünmüyorum. Asgari ücret bu konuda mevcut politikalar ve hedeflenen enflasyon dikkate alınarak kurulan dengeleri bozmayacak şekilde belirlenmeli. Bu alanda tabii ki çalışanların beklentileriyle beraber piyasanın da dengesini bozmayacak şekilde karar alınmalı” diye konuştu.
MÜSİAD
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, asgari ücret politikasına yönelik temel şiarlarının, alın teri sarf eden hiçbir çalışanın emeğinin zayi olmaması ve bütün vatandaşların onurlu bir hayat sürebileceği ücret seviyesine kavuşması olduğunu söyledi.
Yeni yılda geçerli olacak asgari ücretin, geçen dönemlerde olduğu gibi, çalışanları fiyat artışlarının altında ezdirmeyecek bir oranda belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Asmalı, “Bilhassa enflasyonist süreçlerde asgari ücretin belirlenmesine yönelik belirsizlikler artmakta, beklentiler farklılaşmaktadır. Söz konusu belirsizliklerin azaltılması ve spekülasyonların önüne geçilmesi için, asgari ücretin tespitinde kalıcı bir formülün bulunması elzemdir.” ifadelerini kullandı.
Asmalı, asgari ücret artış oranı belirlenirken enflasyon oranının yanı sıra GSYH büyüme oranının da dikkate alınması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Önerdiğimiz formülümüzde asgari ücret artış oranı; geçmiş 6 aylık enflasyon oranına, yine son 6 ayın ekonomik büyüme oranı eklenerek belirlenmektedir. Böylece çalışanlarımızın; bir yandan emeklerinin enflasyonun altında ezilmesinin önüne geçilecek diğer yandan milli gelir artışından pay almaları sağlanmış olacaktır. Bu formül, asgari ücretin belirlenmesindeki belirsizlikleri azaltarak reel sektörün daha sağlıklı fiyatlandırma yapmasına olanak tanırken, çalışanların satın alma gücünü koruyarak gelir dağılımında oluşabilecek bir kötüleşmenin önüne geçecektir.”