Borsalarda Fed ve İsrail etkisi

Enflasyonla mücadele kapsamında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) izleyeceği yol haritasına ilişkin soru işaretleri halihazırda varlık fiyatlamalarını zorlaştırırken, Orta Doğu’da tansiyonun düşmemesi risk algısının önemli derecede yükselmesine neden oluyor.

Fed Başkanı Jerome Powell’ın şahin tonlu sözle yönlendirmelerinin ardından bankanın faiz indirimlerine yakın zamanda başlamayacağına ilişkin endişeler arttı.

Powell, açıklamalarında son verilerin politika faizinin öngörülenden daha uzun süre yüksek kalabileceği sinyalini verdi. Son verilerin aradıkları güvene ulaşmanın muhtemelen beklenenden daha uzun süreceğini gösterdiğini dile getiren Powell, yüksek enflasyon devam ederse mevcut kısıtlama seviyesini gerektiği kadar koruyabileceklerine dikkati çekti.

Analistler, hem ABD’de açıklanan veriler hem de Powell’ın şahin sözle yönlendirmelerinin ardından yatırımcıların temkinli davrandığını belirterek, Orta Doğu’da yüksek seyreden gerilimin de risk iştahını törpüleyen başka bir etken olmaya devam ettiğini ifade etti.

Para piyasalarında Powell sonrası, Fed’in faiz indirimine başlama ihtimali haziranda yüzde 16, temmuzda yüzde 41, eylülde ise yüzde 65 ile fiyatlanıyor.

Öte yandan, Fed’in yayımladığı Bej Kitap raporunda ülkedeki genel ekonomik faaliyetin, şubat sonundan bu yana “hafif” artış kaydettiği bildirildi. Ekonomik görünümün ihtiyatlı bir şekilde iyimser olduğu belirtilen raporda, birkaç bölgede hem girdi hem de çıktı fiyatlarında kısa vadeli enflasyona yönelik yukarı yönlü riskler algılandığı aktarıldı.

Analistler, ABD’de iş gücü piyasasının dirençli kaldığını belirterek, Fed yetkililerinin temkinli tutumunun devam ettiğini bildirdi.

Buna göre, New York Fed Başkanı John Williams, faiz indirimi konusunda acil ihtiyaç olduğunu düşünmediğini, faiz indirimlerinin ekonomik aktiviteye göre belirleneceğini dile getirdi.

BOSTIC: “FAİZ İNDİRİMLERİ KONUSUNDA ACELE ETMİYORUZ”

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic de enflasyonun hedefe beklediğinden daha yavaş döneceğini belirterek, faiz indirimleri konusunda acele etmediklerini bildirdi.

Ayrıca, Uluslararası Para Fonu (IMF), yakın vadeli finansal istikrar risklerinin gerilediğini ve gelecek yıl küresel büyüme üzerinde daha az aşağı yönlü risk olduğunu bildirerek, “Ancak enflasyondaki düşüş sürecinin son aşaması, kısa vadede göze çarpan birkaç finansal kırılganlık nedeniyle karmaşık hale gelebilir.” uyarısında bulundu.

Öte yandan Amerikan medyasının ABD’li yetkililere dayandırarak geçtiği haberlerde, İsrail’in İran topraklarına yönelik bir saldırı düzenlediği hatırlatıldı. İran basını da, İran Hava Kuvvetleri Üssüne ev sahipliği yapan İsfahan eyaletinin kuzeydoğusunda patlama seslerinin geldiğini duyurdu.

Söz konusu gelişmeler İsrail ile İran arasındaki gerilimin daha da tırmanabileceği endişesini beraberinde getirirken, konuya ilişkin haber akışı yatırımcıların odağında bulunuyor.

ABD’de açıklanmaya devam eden makroekonomik veriler Fed’in atacağı adımlara yönelik öngörüleri gittikçe daha geniş bir zaman aralığına yaymayı sürdürürken, Orta Doğu’daki gerilimin özellikle emtia fiyatları üzerindeki olası etkileri belirsizlikleri beslemeye devam ediyor.

Dünya genelinde halihazırda enflasyonla mücadelede önemli bir mesafe kat edilmesi gerekirken, Orta Doğu’daki tansiyonun emtia fiyatlarındaki oynaklığı artırarak enflasyonist baskıyı desteklemesinden korkuluyor. Bununla birlikte, İsrail ile İran arasındaki tansiyonun daha da yükselmesinin merkez bankalarının atacağı adımları etkileyebileceği endişeleri de fiyatlamaları zorlaştıran bir başka unsur olarak görülüyor.

TAHVİL, DOLAR, PETROL, ALTIN

Bu gelişmelerle ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi haftayı 10 baz puan artışla yüzde 4,6260’dan tamamladı.

Dolar endeksi de bu haftayı geçen haftanı hemen üstünde 106,1 seviyesinden tamamladı.

Dünya genelinde ekonomik aktivitenin güçlü kalmaya devam edeceğine yönelik beklentiler bakır fiyatlarını desteklemeye devam ederken, 4,51 dolarla 2 yılın en yüksek seviyesini gören bakırın libresi haftayı yüzde 4,6 artışla 4,48 dolardan tamamladı.

Orta Doğu’da tansiyonun düşmesi ve ABD’nin petrol stoklarının beklentilerin üzerinde gelmesinin ardından Brent petrolün varil fiyatı yüzde 3,4 azalışla 86,6 dolara geriledi.

Altının ons fiyatı da Orta Doğu’daki gerilimin güvenli liman arayışlarını desteklemesiyle haftalık bazda yüzde 2 artışla 2 bin 392 dolara çıktı.

NEW YORK BORSASISINDA SATIŞLAR

New York borsasında açıklanan makroekonomik verilerle birlikte piyasalarda Fed’in temkinli tutumuna devam edeceğine ilişkin beklentilerin güçlenmesiyle bu hafta satış ağırlıklı bir seyir izlendi.

ABD’de sanayi üretimi, martta aylık bazda yüzde 0,4 ile piyasa beklentilerine paralel artış kaydetti. Ülkede kapasite kullanım oranı ise aynı dönemde 0,2 puan artışla yüzde 78,4’e yükselirken uzun dönem ortalamasının 1,2 puan altında kaldı.

ABD’de yapımına başlanan yeni konut sayısı, martta yüzde 1 milyon 321 bin, verilen inşaat izni sayısı 1 milyon 458 bin ile piyasa öngörülerin altında gerçekleşirken, ülkede konut başlangıçları 7 ayın, inşaat izinleri ise 8 ayın en düşük seviyelerini kaydetti.

ABD’de Philadelphia Fed İmalat Endeksi nisanda 15,5’e çıkarken, Nisan 2022’den bu yana en yüksek değerini aldı.

Piyasa beklentilerinin üzerinde gelen endeks, art arda üçüncü ay da pozitif değer alarak sektörde genişlemenin devam ettiğine işaret etti. Ülkede ikinci el konut satışları ise martta yüzde 4,3 azalışla beklentilerin altına düştü.

Kurumsal tarafta, bilançosunu yayımlayan Goldman Sachs, ilk çeyrekte gelirinin yüzde 16 ve net karının yüzde 28 arttığını bildirdi. Bankanın hisseleri, piyasa beklentilerini de aşan finansal sonuçları sonrasında bu hafta yüzde 3,7 değer kazandı.

ABD’li elektrikli araç üreticisi Tesla’nın hisseleri ise çalışanlarının yüzde 10’undan fazlasını işten çıkaracağına dair haberler sonrasında bu hafta yüzde 14 düşüş gösterdi.

Küresel bazda akıllı telefon satışlarında Samsung yüzde 20,8’lik pazar payı ile Apple’ı geçerken, Apple hisseleri yüzde 6,5 düştü.

Bununla birlikte ABD’deki bilanço sezonunda takvim yoğunlaşmaya devam ederken, bilançosunu yayımlayan Morgan Stanley’nin hisseleri yüzde 5,2, Bank of America’nın hisseleri yüzde 3,3, Johnson & Johnson’ın hisseleri yüzde 0,3 değer kazandı.

Söz konusu gelişmelerle New York borsasında Nasdaq endeksi yüzde 5,52, S&P 500 endeksi yüzde 3,06 değer kaybedetti, Dow Jones endeksi yüzde 0,01 artış kaydetti.

Gelecek hafta salı imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), yeni konut satışları Richmond Fed sanayi endeksi, çarşamba dayanıklı mal siparişleri, perşembe büyüme, toptan stoklar, haftalık işsizlik maaşı başvuruları, cuma kişisel gelir ve harcamalar, Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi takip edilecek.

AVRUPA BORSALARINDA KARIŞIK SEYİR

Bu hafta Avrupa borsalarında karışık bir seyir izlendi.

Avrupa’da bu hafta merkez bankası yetkililerinin açıklamaları öne çıktı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın Bahar Toplantıları kapsamında verdiği bir röportajda, daha ılımlı bir sıkı para politikasına doğru ilerlediklerini belirtti.

Lagarde, “Beklentilerimize göre ilerleyen bir dezenflasyon süreci olduğunu gözlemliyoruz. Bu dezenflasyon sürecine ilişkin biraz daha güven oluşturmamız gerekiyor ancak beklentilerimize göre hareket ederse ve büyük bir şok yaşamazsak, daha ılımlı bir sıkı para politikası noktasına doğru ilerliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Lagarde ayrıca bankanın enflasyon hedefini gözden geçirmek için henüz erken olduğunu ifade etti.

ECB üyesi Bostjan Vasle, her şeyin planlandığı gibi gitmesi durumunda, yıl sonunda faizlerin yüzde 3’e yakın bir seviyede olabileceğini söylerken, diğer bir banka üyesi Mario Centeno da ECB’nin faiz oranlarını iki kez düşürdükten sonra bile ekonomi üzerinde bir baskı oluşturacağını, ancak borçlanma maliyetlerini düşürmek için acele edilmemesi gerektiğini söyledi.

ECB Başekonomisti Philip Lane uygun sıkılaşma seviyesi ile süresini belirlemek için verilere bağlı ve toplantıdan toplantıya bir yaklaşım izlemeye devam edeceklerini ifade ederek, “Belirli bir faiz patikasına önceden taahhütte bulunmuyoruz.” dedi.

Öte yandan, Euro/dolar paritesi, haftayı yüzde 0,2 artışla 1,0660’tan tamamladı.

İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey de Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasının Bahar Toplantıları kapsamında yaptığı açıklamada, ülkede enflasyonun gelecek ay BoE’nin hedefi olan yüzde 2 seviyesine yaklaşmasını beklediğini dile getirdi.

Euro bölgesinde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), martta yıllık bazda yüzde 2,4 artışla beklentilere paralel gerçekleşirken, İngiltere’de ise aynı dönemde enflasyon yüzde 3,2 ile tahminlerin üzerinde geldi.

Euro bölgesinde açıklanan enflasyon verilerinin piyasa beklentileri ile uyumlu gerçekleşmesi Avrupa’da risk iştahını artıran önemli unsurlar arasında yer aldı.

Bu gelişmelerle, bu hafta Almanya’da DAX endeksi yüzde 1,08, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,25 değer kaybederken, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,46, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,14 değer kazandı.

Gelecek hafta pazartesi Avro Bölgesinde tüketici güven endeksi, salı Avro Bölgesinde ve Almanya’da imalat sanayi PMI, çarşamba Almanya’da Ifo iş dünyası güven endeksi izlenecek.

ASYA BORSALARI ÇİN HARİÇ GERİLEDİ

Asya pay piyasalarında İsrail ile İran’a yönelik haber akışıyla birlikte satış baskısı derinleşti.

Söz konusu düşüşe teknoloji şirketleri öncülük ederken, azalan risk iştahında dün Tayvan merkezli yarı iletken şirketi TSMC’nin beklentilerin üzerinde gelir ve kar açıklamasına karşın gelecek dönem beklentilerini aşağı yönlü revize etmesi etkili oldu.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’in Japonya ve Güney Kore maliye bakanlarıyla birlikte gerçekleştirdiği toplantıda, söz konusu iki Asya ülkesinin para birimlerinde yaşanan değer kayıpları ön planda tutuldu. Bu gelişmelerle haftayı dolar/yen paritesi yüzde 1 artışla 154,64, dolar/Güney Kore Wonu paritesi yüzde 0,5 azalışla 1.374,23 seviyesinden tamamladı.

Çin tarafına bakıldığında ise ülke ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,3 ile beklentilerin üzerinde büyürken, martta sanayi üretimi yıllık yüzde 4,5 ve perakende satışlar yüzde 3,1 artışla tahminlerin altında kaldı.

Ülkede beklentilerin altında kalan veriler, ekonomik aktivitede yavaşlamanın sürdüğüne işaret etti, piyasalarda hükümetten ekonomik canlılığı artıracak yeni destek adımları atacağına yönelik beklentiler güçlendi.

Çin hükümetinin hisse senedi listeleme kriterlerini sıkılaştırma, yasa dışı hisse satışlarına son verme ve temettü ödemeleri üzerindeki denetimi güçlendirme sözü vermesiyle ülke pay piyasaları pozitif ayrıştı.

Öte yandan, Japonya’da açıklanan verilere göre, martta TÜFE beklentilere paralel yüzde 2,7 arttı.

Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 6,21, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 3,34 Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 2,98 değer kaybedetti, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,52 değer kazandı.

Gelecek hafta cuma Japonya’da Tokyo TÜFE takip edilecek.

YURT İÇİNDE GÖZLER TCMB’NİN FAİZ KARARINDA

Yurt içinde ise Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,23 azalışla 9.693,46 puandan kapattı. Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,19 üstünde 32,4205’ten tamamladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen Küresel Görünüm Forumu’nda Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Şimşek, piyasaların ve yatırımcıların genel olarak enflasyonun düşeceği ve Orta Vadeli Program’ın (OVP) sonuç vereceğine inanmaya başladığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Yatırımcıların Türkiye’ye bakış açısı geçen seneye göre değişti. Geçen yıl yatırımcıların ortodoks politikalardan geri adım atılması, programın uygulanmaması ihtimali konusunda şüpheleri vardı. Bu yıl bu konuda neredeyse hiç soru gelmedi. Yani artık programın sürekliliğine dair soru gelmiyor, sorular daha çok programın detaylarına ilişkin oluyor.”

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü (PIIE) ve Dış İlişkiler Konseyi (CFR) tarafından düzenlenen “Gelişmekte Olan Piyasalarda Merkez Bankası Yönetimi” başlıklı etkinlikte konuşan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan da “Ne gerekiyorsa yapacağımızın sinyalini her zaman verdik. Piyasaların beklediğinden çok daha fazla miktarda sıkılaştırma yaptık ve dezenflasyon konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu gösterdik” dedi.

Öte yandan, Dünya Bankası, Türkiye için hazırlanan Ülke İşbirliği Çerçevesi (CPF) kapsamında yeni sunulan 18 milyar dolarlık paketin yaklaşık 12 milyar dolarının özel sektöre, finansmanın geri kalanının ise geçen yıl meydana gelen depremlerin yaralarının sarılması, enerji güvenliğinin artırılması ve iklim değişikliğiyle ilgili sorunların ele alınmasına yönelik olacağını bildirdi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Avrupa Departmanı Direktörü Alfred Kammer, Türkiye’deki reform programını desteklediklerini ifade ederek, “Türkiye’yi desteklemeye yönelik herhangi bir IMF programına ilişkin görüşme yok.” dedi.

Gelecek hafta pazartesi tüketici güven endeksi, çarşamba konut fiyat endeksi, reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranı, perşembe Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararı takip edilecek.

AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) politika faizini yüzde 50’de sabit bırakmasını bekliyor.

Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 45 oldu.

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.700 ve 9.800 seviyelerinin direnç, 9.400 ve 9.300 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir